İnsanlığın ve hayatımızın merkezinde bulunan beslenme ihtiyacı ve gıdanın geçmişi düşünüldüğünde gıda ürünlerinin gelişimi ve değişimi sürekli hayatımızda olacak olan bir durumdur. Gıda ve beslenme, sağlık ve hastalıkta önemli rol oynamaktadır. Son yıllarda giderek artmakta olan sağlıklı beslenme trendleri, insanların bu konuda bilgi sahibi olması, duyar kazanması, kaliteli yaşam sürme arzusu ve özellikle günümüz Kovid-19 şartları da düşünüldüğünde insanların sağlıklı kalabilme çabasına bakarsak, bu gelişim ve dönüşümün ne tarafa evrildiğini tahmin etmek çok da zor olmayacaktır. Sizlerin de tahmin edebileceği gibi gıda üzerindeki bu gelişim ve dönüşüm sağlıklı beslenme ve gıdalara doğru rotasını belirlemiş ve emin adımlarla ilerlemektedir. Tüm bunların ışığında da ortaya fonksiyonel gıdalar diye adlandırılan, besinsel değerleri açısından yeterli olmasının yanı sıra, insan vücudu ve sağlığı üzerinde bir veya birden fazla olumlu etkiye sahip olan ve/veya hastalık riski azaltma gibi olumlu etkilere sahip olduğu belirlenen ve gerekli kurumlar tarafından belirtilmiş kriterler ile bu etkileri ispatlanan gıdaların, geliştirilmesine yol açmıştır.
Fonksiyonel gıda kavramı, ilk olarak 1980’li yıllarda Japonya’da ortaya çıkmıştır ve henüz kabul edilmiş evrensel bir tanımı bulunmamaktadır. Bu gıda türü ile ilgilenen ve çalışmalar yapan farklı kurumlar tarafından belirlenen farklı tanımlar bulunmaktadır. Gelin hep birlikte bu tanımlara göz atalım.
Ayrıca, ‘fonksiyonel gıda’ için Dünya çapında kullanılan farklı terimler bulunmaktadır. Bu terimlerden en yaygın bilinenleri;
Fonksiyonel gıdaları geleneksel gıda ürünlerinden ayıran birçok nokta vardır. Bunları değerlendirecek olursak, ilk olarak, geleneksel sağlıklı gıdalar, yüksek lifli gıdalar veya az yağlı ürünler gibi tek bir ürünün rolünü vurgulamadan, tipik olarak sağlıklı bir diyete katkıda bulunan gıda türleri olarak sunulur. Fonksiyonel gıdalarda ise belirlenen bileşenler, iyi tanımlanmış fizyolojik etkileriyle doğrudan bağlantılıdır ve sağladığı sağlık yararı tek bir ürünle bağlantılıdır. Spesifik fonksiyonel bir ürün geliştirileceği zaman, üreticilerin bu ürünün sağlık etkisini belirten, bilimsel olarak kanıtlanmış bilgiler sunması gerekmektedir. Bu durum ise fonksiyonel gıdaların üretilmesini, geliştirilmesini ve pazarlanmasını pahalı ve son derece riskli hale getiren ana özelliklerden biridir. Ek olarak, ürüne katılan fonksiyonelliğin, ürünün duyusal kalitesi açısından kabul edilebilirliği üzerinde bir değişiklik yaratmadan yenilik kazandırması gerekir. Bununla birlikte, tüketici, ürüne ilk bakışta ve hatta tükettikten sonra da fonksiyonel ve geleneksel ürünü ayırt edemeyeceği için fonksiyonel olan ürünün işlevselliği açısından üreticiye güvenmek zorundadır, yani üretici bu güveni tüketiciye vermelidir.
Bazı fonksiyonel besinler ve sağlık üzerine etkileri.
Özellikle günümüz koşullarında, bizlerin de çok iyi anlayabileceği gibi Dünya genelinde kronik ve salgın hastalıklar her geçen gün daha kuvvetli bir şekilde kendini bizlere hatırlatmaktadır. İnsanlar, bu durum içerisinde sağlıklı kalmak ve sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için çabalamaktadır. İşte tam da bu noktada, daha sağlıklı bir gelecek ile birlikte olabilmek için, bizler fonksiyonel gıdalar hakkında daha çok bilgi edinmeli, çalışmalar yapmalı ve yeni ürünler geliştirmeliyiz ki tüketicileri de bu konuda daha bilinçli hale getirebilelim. Sizleri bu yazı ile, gelişmekte olan, uçsuz bucaksız yeni keşifler yapıp ülkemizi ve geleceğimizi kalkındırabileceğimiz bu alanda hep birlikte çalışmaya, bilgi edinmeye ve üretmeye davet ediyorum…
Fonksiyonel gıda kavramı, ilk olarak 1980’li yıllarda Japonya’da ortaya çıkmıştır ve henüz kabul edilmiş evrensel bir tanımı bulunmamaktadır. Bu gıda türü ile ilgilenen ve çalışmalar yapan farklı kurumlar tarafından belirlenen farklı tanımlar bulunmaktadır. Gelin hep birlikte bu tanımlara göz atalım.
- Uluslararası Gıda Bilgi Konseyi;
- Ulusal Bilimler Akademisi Tıp Enstitüsü;
- Ulusal Bilimler Akademisi Gıda ve Beslenme Kurulu;
- Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü;
- Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA);
Ayrıca, ‘fonksiyonel gıda’ için Dünya çapında kullanılan farklı terimler bulunmaktadır. Bu terimlerden en yaygın bilinenleri;
- Nutrasötikler (nutraceuticals),
- Düzenleyici gıdalar (designer foods),
- Tıbbi gıdalar (medical foods)’ dır.
Fonksiyonel gıdaları geleneksel gıda ürünlerinden ayıran birçok nokta vardır. Bunları değerlendirecek olursak, ilk olarak, geleneksel sağlıklı gıdalar, yüksek lifli gıdalar veya az yağlı ürünler gibi tek bir ürünün rolünü vurgulamadan, tipik olarak sağlıklı bir diyete katkıda bulunan gıda türleri olarak sunulur. Fonksiyonel gıdalarda ise belirlenen bileşenler, iyi tanımlanmış fizyolojik etkileriyle doğrudan bağlantılıdır ve sağladığı sağlık yararı tek bir ürünle bağlantılıdır. Spesifik fonksiyonel bir ürün geliştirileceği zaman, üreticilerin bu ürünün sağlık etkisini belirten, bilimsel olarak kanıtlanmış bilgiler sunması gerekmektedir. Bu durum ise fonksiyonel gıdaların üretilmesini, geliştirilmesini ve pazarlanmasını pahalı ve son derece riskli hale getiren ana özelliklerden biridir. Ek olarak, ürüne katılan fonksiyonelliğin, ürünün duyusal kalitesi açısından kabul edilebilirliği üzerinde bir değişiklik yaratmadan yenilik kazandırması gerekir. Bununla birlikte, tüketici, ürüne ilk bakışta ve hatta tükettikten sonra da fonksiyonel ve geleneksel ürünü ayırt edemeyeceği için fonksiyonel olan ürünün işlevselliği açısından üreticiye güvenmek zorundadır, yani üretici bu güveni tüketiciye vermelidir.
Fonksiyonel Gıdaların Sağlık Üzerine Etkileri
Fonksiyonel gıdaların, gıda endüstrisindeki hızlı gelişim ve büyümesinin başlıca nedenlerinden biri olan ve tüketiciyi bu ürün grubuna büyük bir ilgi ile iten en önemli neden, sahip oldukları kanıtlanmış pozitif sağlık etkilerinin bulunmasıdır. Bu kanıtlanmış sağlık etkilerinden bazıları;- Besin eksikliklerini önleme ve giderme,
- Hastalıklara (diyabet, tansiyon, kalp hastalıkları, kanser, nörolojik hastalıklar vb.) karşı koruma ve azaltıcı etki,
- Uygun büyüme ve gelişme etkisi sağlama,
- Metabolik işlemleri düzenleme,
- Fiziksel performans ve zindelik etkisi sağlama,
- Bilişsel ve ruhsal sağlık düzenleme,
- Bağışıklık sistemini güçlendirici etki şeklindedir.
Fonksiyonel Bileşen | Kaynak | Sağlık Etkisi |
Likopen | Domates | Prostat, meme ve akciğer kanseri risk azaltıcı etki |
Soya Proteini | Soya bazlı besinler | Kalp sağlığı koruyucu Kemik sağlığı Osteoporozdan koruma Kolesterol düşürücü etki |
Omega-3 | Balık | Kan basıncı düşürücü Kalp sağlığı koruyucu Mental ve görsel işlev düzenleyici |
Lutein | Yeşil sebzeler | Görme işlevi devamlılığı sağlama |
Lactobacillus | Yoğurt ve diğer süt ürünleri | Gastrointestinal sistemin sağlıklı çalışması |
Özellikle günümüz koşullarında, bizlerin de çok iyi anlayabileceği gibi Dünya genelinde kronik ve salgın hastalıklar her geçen gün daha kuvvetli bir şekilde kendini bizlere hatırlatmaktadır. İnsanlar, bu durum içerisinde sağlıklı kalmak ve sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için çabalamaktadır. İşte tam da bu noktada, daha sağlıklı bir gelecek ile birlikte olabilmek için, bizler fonksiyonel gıdalar hakkında daha çok bilgi edinmeli, çalışmalar yapmalı ve yeni ürünler geliştirmeliyiz ki tüketicileri de bu konuda daha bilinçli hale getirebilelim. Sizleri bu yazı ile, gelişmekte olan, uçsuz bucaksız yeni keşifler yapıp ülkemizi ve geleceğimizi kalkındırabileceğimiz bu alanda hep birlikte çalışmaya, bilgi edinmeye ve üretmeye davet ediyorum…